| Rahman, Rahim ALLAH adına! |
109. KAFİRUN / 1Sure Ayet Sayısı: 6 Kitap Sırası: 109 Nüzul Sırası: 18 Nüzul Yeri: MEKKE | | قُلْ يَٓا اَيُّهَا الْـكَافِرُونَۙ | .1 | 1 |
kul Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Emir Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
yâ Kök: harfKelime: yaKelime Anlam:
eyyuhe Kök: harfKelime: eyyuKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, insan, hayvan ve cansızlar için. hangisini ..., neyi..., kimi..., se/sa
l-kâfirûne. Kök: KFRKelime: kafirunİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Gerçeklerin üzerini örterek kendisinin ve/veya başkasının, görmesini, incelemesini, tefekkür etmesini, iman etmesini engelleyen. Hakkı görmeyen ve örten. İyilik bilmeyen. Allah'ı inkar eden. Dinsiz. İmanın esaslarına veya bunlardan birine inanmayan. Mülhid. Hayvan tersi. | | | | |
Diğer Meal: 1. De ki: “Ey Kâfirler!”
|
109. KAFİRUN / 2Sure Ayet Sayısı: 6 Kitap Sırası: 109 Nüzul Sırası: 18 Nüzul Yeri: MEKKE | Sizin abd olduklarınıza, abd olunmaz! | لَٓا اَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَۙ | .2 | 2 |
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
a'budu Kök: A:BDKelime: abdFiil, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Emir alan ve aldığı emri yerine getiren. Buna mecbur olan. / Hareketlerini belirleyecek emirleri almak üzere mabuda bağlantılı olmak. / Köle.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
ta'budûne. Kök: A:BDKelime: abdFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Emir alan ve aldığı emri yerine getiren. Buna mecbur olan. / Hareketlerini belirleyecek emirleri almak üzere mabuda bağlantılı olmak. / Köle. | | | | |
Diğer Meal: 2. “Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk etmem.”
|
109. KAFİRUN / 3Sure Ayet Sayısı: 6 Kitap Sırası: 109 Nüzul Sırası: 18 Nüzul Yeri: MEKKE | Benim abd olduğuma, abd olan siz değilsiniz! 1.nci tekrar. | وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُۚ | .3 | 3 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
entum Kök: zamirKelime: entumZamir
âbidûne Kök: A:BDKelime: abidİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Emir alan ve aldığı emri yerine getiren. Buna mecbur olan. / Hareketlerini belirleyecek emirleri almak üzere mabuda bağlantılı olmak. / Köle.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
a'budu. Kök: A:BDKelime: abdFiil, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Emir alan ve aldığı emri yerine getiren. Buna mecbur olan. / Hareketlerini belirleyecek emirleri almak üzere mabuda bağlantılı olmak. / Köle. | | | | |
Diğer Meal: 3. “Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.”
|
109. KAFİRUN / 4Sure Ayet Sayısı: 6 Kitap Sırası: 109 Nüzul Sırası: 18 Nüzul Yeri: MEKKE | Ben, sizin ibadet ettiklerinize ibadet etmem! | وَلَٓا اَنَا۬ عَابِدٌ مَا عَبَدْتُمْۙ | .4 | 4 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
ene Kök: zamirKelime: eneZamir Kelime Anlam:
âbidun Kök: A:BDKelime: abidİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Emir alan ve aldığı emri yerine getiren. Buna mecbur olan. / Hareketlerini belirleyecek emirleri almak üzere mabuda bağlantılı olmak. / Köle.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
abedtum. Kök: A:BDKelime: abdFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Emir alan ve aldığı emri yerine getiren. Buna mecbur olan. / Hareketlerini belirleyecek emirleri almak üzere mabuda bağlantılı olmak. / Köle. | | | | |
Diğer Meal: 4. “Ben sizin kulluk ettiklerinize kulluk edecek değilim.”
|
109. KAFİRUN / 5Sure Ayet Sayısı: 6 Kitap Sırası: 109 Nüzul Sırası: 18 Nüzul Yeri: MEKKE | Benim ibadet ettiğime, siz ibadet etmezsiniz! 2.nci tekrar. | وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُۜ | .5 | 5 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
entum Kök: zamirKelime: entumZamir
âbidûne Kök: A:BDKelime: abidİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Emir alan ve aldığı emri yerine getiren. Buna mecbur olan. / Hareketlerini belirleyecek emirleri almak üzere mabuda bağlantılı olmak. / Köle.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
a'budu. Kök: A:BDKelime: abdFiil, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Emir alan ve aldığı emri yerine getiren. Buna mecbur olan. / Hareketlerini belirleyecek emirleri almak üzere mabuda bağlantılı olmak. / Köle. | | | | |
Diğer Meal: 5. “Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.”
|
109. KAFİRUN / 6Sure Ayet Sayısı: 6 Kitap Sırası: 109 Nüzul Sırası: 18 Nüzul Yeri: MEKKE | Sizin dininiz size… ve benim dinim banadır!" | لَـكُمْ د۪ينُكُمْ وَلِيَ د۪ينِ | .6 | 6 |
lekum Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
dînukum Kök: DYNKelime: dinİsim, Eril Kelime Anlam: Din; ALLAH ile halkettikleri arasında ki münasebetin düzeni, nizamıdır.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
liye Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
dîni. Kök: DYNKelime: dinİsim, Eril Kelime Anlam: Din; ALLAH ile halkettikleri arasında ki münasebetin düzeni, nizamıdır. | | | | |
Diğer Meal: 6. “Sizin dininiz size, benim dinim de banadır.”
|
| Rahman, Rahim ALLAH adına! |
110. NASR / 1-2-3Sure Ayet Sayısı: 3 Kitap Sırası: 110 Nüzul Sırası: 114 Nüzul Yeri: MEKKE'nin Fethi | ✦ ALLAH'ın nasrı ve fethi geldiğinde...
✦ ve nası, fevcler halinde ALLAH'ın dininde dahil olurken gördüğünde…
Artık,
✦ Rabbinin hamd etmesi ile O'nu sebbih et...
✦ ve istiğfar et!
Muhakkak ki O, tevvab olandır. Fetih kelimesinden Mekke'nin Fethi anlaşılıyor gibi olsa da, Sure, Mekke'nin Fethinden 2 sene sonra, Veda Haccında, "Bugün dininizi ikmal ettim" ayetinden sonra inzal olmuştur.
Bu ayet, inzal olan son ayettir. Bu ayetin Allah Rasulünün vefatını haber verdiği de kabul edilir. Nitekim bu ayetin nüzulünden 3 ay sonra, Rebiülevvel ayının 12nci günü (Pazartesi) (doğduğu gün) Allah Rasulü vefat etmiştir. | اِذَا جَٓاءَ نَصْرُ اللّٰهِ وَالْفَتْحُۙ | .1 | 1 |
izâ Kök: harfKelime: izaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Birden bire. / Bir de bakılır ki. Kelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa.
Belirli bir vakti ifade eden şart edatıdır. Gerçekleşmesi kesin olan hususlarda kullanılır. Cümleye kesinlik anlamı katar.
Mazi fiille birlikte kullanılırsa geniş zaman anlamı katar.
Cümlenin başında yer alır.
Olumsuz şart cümlesi olarak kullanılmak istendiğinde لَمْ ile beraber kullanılır.
câe Kök: CYeKelime: caeFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
nasru Kök: NS:RKelime: nasrİsim, Eril Kelime Anlam: Yardım. Yenme. Zafer. Başarı. Yağmurun her yeri sulaması.
llahi Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
l-fethu. Kök: FTHKelime: fetihİsim, Eril Kelime Anlam: Açma, başlama. Zaptetme. Ele geçirme. Zafer. Nusret. Faydalı şeyleri elde etmek için yolları açmak. Muğlak şeyleri açmak. | | | | | | وَرَاَيْتَ النَّاسَ يَدْخُلُونَ ف۪ي د۪ينِ اللّٰهِ اَفْوَاجاًۙ | .2 | 2 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
raeyte Kök: ReYKelime: raeFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Görmek, anlamak. Gösteriş.
n-nâse Kök: NVSKelime: nasİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Topluluk. İnsan topluluğu, halk, grup.
yedhulûne Kök: DH:LKelime: dehaleFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
dîni Kök: DYNKelime: dinİsim, Eril Kelime Anlam: Din; ALLAH ile halkettikleri arasında ki münasebetin düzeni, nizamıdır.
llahi Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
efvâcen. Kök: FVCKelime: fevcİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Dalga. Bölük. İnsan kalabalığı. Cemaat. Takım. (hareket halinde olmak içerir). Koşmak. Sür'at etmek. İyi kokunun dağılıp yayılması. Akın akın. | | | | | | فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُۜ اِنَّهُ كَانَ تَوَّاباً | .3 | 3 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
sebbih Kök: SBHKelime: sebbihFiil, TEF'İL Kalıbı, 2.nci, Eril, Tekil, Emir Kelime Anlam: İdrak hali ile açıkça ve net olarak beyan etmek. / Noksansızlığına... Yerli yerindeliğine (evvelde ve ahirde ve zahirde ve batında)… Tam olması gerektiği gibi olduğuna… inanmak ve ikna olmak. Bunların idrakinde olmak ve beyan etmek. (Kavramsal olarak Allah'a özgüdür!)
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
hamdi Kök: HMDKelime: hamdİsim, Eril Kelime Anlam:
rabbike Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
stagfirhu Kök: G:FRKelime: gafrFiil, İSTİF'AL Kalıbı, 2.nci, Eril, Tekil, Emir
innehu Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
kâne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
tevvâben. Kök: TVBKelime: tevvabİsim, Etken, Eril, Tekil Kök Anlam: Kişinin içinde bulunduğu hal ve/veya davranışları, kişinin zihniyetine ve cibilliyetine bağlıdır. Herhangi bir hal veya davranıştan vazgeçebilmenin şartı, bu hal veya davranışa neden olan zihniyet veya cibilliyet unsurunun değişmesidir. Zihniyetteki veya cibilliyetteki bu unsuru değiştirmeye tevbe denir. Kişi, zihniyetindeki unsurları, aidiyetini, inancını veya gayelerini sorgulayarak kendisi değiştirebilir.
Cibilliyet unsurları ise fıtrattan kaynaklandığı için kişi kendisi müdahale edemez. Bu unsurları ancak Allah değiştirebilir.
Bütün bu değişimler tevb kelime kökü ile ifade edilir. Kelime Anlam: ✦ Dönüş yapanın, kime dönüş yaptığının idrakin de olması. Bu idarake sahip olan.
✦ Tevbe ettiren. (tevbe ettiren, tevbeyi kabul edecek olandır.)
Et Tevvab: Dönüş etmesiyle dönüş etmesi, sonra da kime dönüş ettiğini bilmesine tevvap derler. Bunun esas yaşantısını insanlar yaşar. | | | | |
Diğer Meal: Allah’ın yardımı ve fetih (Mekke fethi) geldiğinde ve insanların bölük bölük Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde, Rabbine hamd ederek tespihte bulun ve O’ndan bağışlama dile. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir.
|
| Rahman, Rahim ALLAH adına! |
111. TEBBET / 1Sure Ayet Sayısı: 5 Kitap Sırası: 111 Nüzul Sırası: 6 Nüzul Yeri: MEKKE | Ebu Lehebin iki eli tebb olsun!... Tebb olacak! Asıl ismi, Abdüluzza b. Abdilmuttalib iken yanaklarının pek kırmızı olmasından dolayı ateşe benzetilerek, Ebu Leheb denilmiş ve bu künye ile meşhur olmuştur. Ayette adı ile değil bu künye ile anılmıştır.
Ebu Leheb, adese adı verilen çiçek hastalığı yada veba benzeri hastalığa tutulduğundan, Allah Rasulüne karşı, Bedir Savaşı'na katılmamış, yerine, maddi yardımda bulunarak Ebu Cehil'in kardeşi Âs b. Hişâm'ı göndermişti. Kureyş'in yenildiğini haber alınca, savaştan yedi gün sonra kahrından öldü.
Kureyşliler ve de ailesi dahil hiç kimse, adese hastalığı kendilerine de bulaşır korkusuyla yanına yaklaşmadı, bu yüzden ölüsü üç gün evinde kalıp koktu. Daha sonra utandıkları için Sudani'lerden birkaç kişiyi ücret karşılığı tuttular ve bir çukur kazıp ağaçlarla içine kaktılar ve örtünceye kadar da üzerine taş attılar.
Bu sure, bu olaydan 15 sene önce inzal olmuştur. | تَبَّتْ يَدَٓا اَب۪ي لَهَبٍ وَتَبَّۜ | .1 | 1 |
tebbet Kök: TBBKelime: tebbFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geçmiş Zaman Kök Anlam: ✦ Sürekli olarak zarar, ziyan, hüsranda olmak. Bu durumun değişmemesi.
✦ Daima zarar, ziyan, hasar, kayıp.
✦ Kurumak, yok olmak. Kelime Anlam: ✦ Sürekli olarak zarar, ziyan, hüsranda olmak. Bu durumun değişmemesi.
✦ Daima zarar, ziyan, hasar, kayıp.
✦ Kurumak, yok olmak.
yedâ Kök: YDYKelime: yedİsim, Dişil, İkil Kök Anlam: ✦ El.
✦ Nimet.
✦ Ön, ön taraf, ileri taraf.
✦ Mc: Kuvvet, kudret, güç. Yardım.
(yedan, yedi: iki el) (eydi... eyâdi) Kelime Anlam: ✦ El.
✦ Nimet.
✦ Ön, ön taraf, ileri taraf.
✦ Mc: Kuvvet, kudret, güç. Yardım.
(yedan, yedi: iki el) (eydi... eyâdi)
ebî Kök: eBVKelime: ebİsim, Eril, Tekil Kök Anlam: (Ebâ, Ebu, Ebi)
✦ Baba. Ata, dede. (ikil:) Amca ve baba. Anne ve baba.
✦ Dava. Uğruna yaşanılan gaye. Kelime Anlam: (Ebâ, Ebu, Ebi)
✦ Baba. Ata, dede. (ikil:) Amca ve baba. Anne ve baba.
✦ Dava. Uğruna yaşanılan gaye.
lehebin Kök: LH!BKelime: lehebİsim, Eril Kök Anlam: Ateşin, alev alev olması, tutuşması.
Ateş alevi.
Havaya yükselen duman veya toz. Kelime Anlam: Ateşin, alev alev olması, tutuşması.
Ateş alevi.
Havaya yükselen duman veya toz.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
tebbe. Kök: TBBKelime: tebbFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kök Anlam: ✦ Sürekli olarak zarar, ziyan, hüsranda olmak. Bu durumun değişmemesi.
✦ Daima zarar, ziyan, hasar, kayıp.
✦ Kurumak, yok olmak. Kelime Anlam: ✦ Sürekli olarak zarar, ziyan, hüsranda olmak. Bu durumun değişmemesi.
✦ Daima zarar, ziyan, hasar, kayıp.
✦ Kurumak, yok olmak. | | | | |
Diğer Meal: 1. Ebû Leheb’in elleri kurusun. Zaten kurudu.
|
111. TEBBET / 2Sure Ayet Sayısı: 5 Kitap Sırası: 111 Nüzul Sırası: 6 Nüzul Yeri: MEKKE | Malları ve kesb ettiği şeyler, onu en ganiy etmeyecek. | مَٓا اَغْنٰى عَنْهُ مَالُهُ وَمَا كَسَبَۜ | .2 | 2 |
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
egnâ Kök: G:NYKelime: gnyFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kök Anlam: ✦ Elinde bulunan imkan ve varlıklar ile topluma daha fazla faydalı olabilme kabiliyetine gani olmak denir. Fakir sözcüğünün karşıtıdır. Kelime Anlam: ✦ Elinde bulunan imkan ve varlıklar ile topluma daha fazla faydalı olabilme kabiliyetine gani olmak denir. Fakir sözcüğünün karşıtıdır.
anhu Kök: harfKelime: anKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -den, -dan / Uzaklık ve geçip aşmak içindir.
mâluhu Kök: MVLKelime: malİsim, Eril, Tekil Kök Anlam: ✦ Varlıklı olmak.
✦ Tasarrufuna yetkili sahib olmak. Kelime Anlam: ✦ Tasarrufuna sahib olunan şey. Kişinin yetki altındaki varlıkları.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
kesebe. Kök: KSBKelime: kesbFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: ✦ Kazanmak için gidilen yol yada işlenen fiil.
✦ Bunun sonucunda elde edilen kazanç, kazanma.
✦ Amel karşılığı kazanılan kazanç.
✦ Fık: Bir insanın kendi kudret ve iktidarını bir işe sarfetmesi. | | | | |
Diğer Meal: 2. Ona ne malı fayda verdi, ne de kazandığı.
|
111. TEBBET / 3Sure Ayet Sayısı: 5 Kitap Sırası: 111 Nüzul Sırası: 6 Nüzul Yeri: MEKKE | Yakında o, lehebin zatı nara saly olacak! | سَيَصْلٰى نَاراً ذَاتَ لَهَبٍۚ | .3 | 3 |
se Kök: harfKelime: seKelime Anlam: Gelecek zaman takısı. Yakın gelecek için.
yaslâ Kök: S:LYKelime: salyFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kök Anlam: ✦ Ateşe girmek.
✦ Tutuşturmak.
✦ Ateşte pişirmek, kızartmak.
✦ Sıkıntı çekerek yanmak. Kelime Anlam: ✦ Ateşe girmek.
✦ Tutuşturmak.
✦ Ateşte pişirmek, kızartmak.
✦ Sıkıntı çekerek yanmak.
nâren Kök: NVRKelime: narİsim, Dişil Kök Anlam: ✦ Elektromanyetik ışıma.
Hayatı ilahi, mana alemden madde aleme enerji olarak geçiş yapar. Maddenin temeli enerjidir. Enerji, madde alemde yayılımını ve maddeleşmesini EM ışıma olarak yapmaktadır.
Enerjiden kaynaklanan ışımanın olumlu kısmına NUR... yakıcı, bozucu ve olumsuz kısmına NAR denir. Kelime Anlam: ✦ Işıma.
✦ Yansıyan ışık. Aydınlık. Parıltı. Parlaklık. Her çeşit zulmetin zıddı. Işık.
✦ Zulmeti def eden vasıta.
✦ Ateş.
✦ Yakıcı, azab verici her şey.
✦ Bir meyve adı.
El Nur: Işık, kaynak fiili.
zâte Kök: Z!VTKelime: zatxoxox Kelime Anlam: Kendi. Öz, asıl. / Hürmete layık kimse. / Ehil. Erbab. Sahib. Malik. // sahip olan şey, özne, şahıs, / özlenme, bazı iltihaplara verilen ad. // Zevata: İki zat. İki sahib. Çift. (müen: zevatey) // Zevat: Üzüm, buğday gibi şeylerin kabuğu. // (Zİ : Zu : Za : Zat : Zevat)
lehebin. Kök: LH!BKelime: lehebİsim, Eril Kök Anlam: Ateşin, alev alev olması, tutuşması.
Ateş alevi.
Havaya yükselen duman veya toz. Kelime Anlam: Ateşin, alev alev olması, tutuşması.
Ateş alevi.
Havaya yükselen duman veya toz. | | | | |
Diğer Meal: 3. O, bir alevli ateşe girecektir.
|
111. TEBBET / 4-5Sure Ayet Sayısı: 5 Kitap Sırası: 111 Nüzul Sırası: 6 Nüzul Yeri: MEKKE | Kadını da… cidinde mesedden habl... ona, hatab hamalı (olacak)! | وَامْرَاَتُهُۜ حَمَّالَةَ الْحَطَبِۚ | .4 | 4 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mraetuhu Kök: MReKelime: imreetİsim, Dişil
hammâlete Kök: HMLKelime: hamalİsim, Etken, Dişil, Tekil Kök Anlam: ✦ Yük. Ağır şey. Eşya, ağırlık.
✦ Sırtına yük alıp getirmek. Taşımak.
✦ Kadının karnındaki çocuk.
✦ İsnad. Yükleme. Kelime Anlam:
l-hatabi. Kök: HT:BKelime: hatabİsim, Eril Kök Anlam: ✦ Odun toplamak. Kelime Anlam: | | | | | | ف۪ي ج۪يدِهَا حَبْلٌ مِنْ مَسَدٍ | .5 | 5 |
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
cîdihâ Kök: CYDKelime: cidİsim, Eril Kök Anlam: ✦ Gerdan. Sadece boyun değil, gerdanla beraber boyun.
✦ Süslemeye lâyık boyun. Güzel uzun boyun. Kelime Anlam: ✦ Gerdan. Sadece boyun değil, gerdanla beraber boyun.
✦ Süslemeye lâyık boyun. Güzel uzun boyun.
hablun Kök: HBLKelime: hablİsim, Eril Kök Anlam: ✦ İp. Urgan. Halat.
✦ Ana bağlantı, ana hat.
✦ İki şey yada kavram arasında bağlantı kuran şey. Kelime Anlam: ✦ İp. Urgan. Halat.
✦ Ana bağlantı, ana hat.
✦ İki şey yada kavram arasında bağlantı kuran şey.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
mesedin. Kök: MSDKelime: mesedİsim, Eril Kök Anlam: (hurma lifi yada deve kılı) Liften yapılan ip. Eğirilmiş ve sağlam ip. Kelime Anlam: (hurma lifi yada deve kılı) Liften yapılan ip. Eğirilmiş ve sağlam ip. | | | | |
Diğer Meal: Boynunda bükülmüş hurma liflerinden bir ip olduğu hâlde sırtında odun taşıyarak karısı da (o ateşe girecektir).[7]
|